Sergiyi çevrimiçi olarak ziyaret etmek için lütfen tıklayın.
Şairler Neden Resim Yapar? – Yeni Varoluş Biçimleri – Ara Duruşlar Üzerine
Şiirle resim – şairle ressam arasındaki ifade örtüşmelerine, yazı imgesiyle çizgi-renk imgesi arasındaki ara duruşlara odaklanan sergi, şair olarak bilindikleri halde resimde de usta olan 15 sanatçının çalışmalarını bir araya getiriyor.
Küratörlüğünü Dr. Necmi Sönmez, tasarımını Ulaş Uğur’un üstlendiği sergide 1890’lardan itibaren Tevfik Fikret’le başlayarak Arif Dino, Nazım Hikmet, Oktay Rifat, İlhan Berk, Metin Eloğlu, Cemal Süreya, Oruç Aruoba, Sami Baydar gibi isimleri artık edebiyat tarihimize malolmuş sanatçılarla Lale Müldür, Engin Turgut, Zafer Şenocak, Turgay Kantürk, Anita Sezgener ve Hicran Aslan gibi çağdaş kuşağın işleri orijinal, baskı, projeksiyon gibi farklı tekniklerle izleyiciye sunuluyor.
“Tevfik Fikret’le 1890’larda başlayıp Anita Sezgener’le günümüze dek sayıları beş yüze yaklaşan şairin karalamaları, çiziktirmeleri, krokileri, kolajları, desenleri, piktogramları, resimleri, heykelleri, fotoğrafları, seramikleriyle oluşturdukları çok katmanlı bir bellek var. Nereden bakılırsa bakılsın “gönülçelen” bir karakter olan bu görsel hafıza, Abidin Dino’ya göre “şairler ressamlardan daha cesur oldukları için” oluştu.
Ülkemizde görsel sanatçılar 1945’e kadar, kültürel, ekonomik, politik nedenlerle varoluş biçimi olarak “edilgen duruşu” kabul ederken, şairlerin bir kısmı, Tevfik Fikret’ten Nâzım Hikmet’e uzanan çizgide, “aktif, sorgulayan, politik” bir çizgi geliştirdiler. Böylece Modernist şiir, gözünü Modernist resimden daha önce açtı. Nâzım Hikmet, Arif Dino ve ardından gelen Garip şairlerinin resme, çizmeye olan yatkınlıkları, şiirlerini beslemekle kalmamış, onlara yeninin, farklının formlarını da erken bir dönemde uygulama imkânı tanımıştı. İkinci Yeni akımını şekillendiren Oktay Rifat, Cemal Süreyya, İlhan Berk aktif olarak çizdiler, resim yaptılar. Edip Cansever, Turgut Uyar gibi şairlerin görsel sanatçılarla ortaklaşa geliştirdikleri çalışmalar Yerel Modernizm’i güçlendirdi.
Günümüz imge üretiminde hem sözcüklerin hem de görselliğin getirilerini eşzamanlı olarak kullanarak farklı deneylere giren genç bir kuşağın çalışmalarının kitap formatında mı, sergi ölçeğinde mi, ya da dijital bir platformda mı paylaşıma açılmasının da önemi kalmadığının altını çizmek bir zorunluluk. Yaratı süreçleri de, biçimleri de değişirken bizim çerçeveler, tanımlamalar, tekniklerle ilgilenmek yerine karşımıza çıkan çalışmanın içeriğine bakarak sadece kendimiz için bir karar vermemiz gerekiyor galiba. Bu sergi böylesi şiirsel çabalarla kurgulanan aradaki, orta noktadaki çalışmaları bir araya getirerek bir bellek tazelemesini öneriyor.”