december, 2015

17dec14:0016:00Varoluş Mektebi: Sinemada Felsefe14:00 - 16:00

Event Details

Antalya Kültür Sanat’da 2019 Bahar dönemi seminerleri başlıyor!

Sanat tarihi, fotoğraf ve felsefe alanında 2017 yılından bu yana aralıksız devam eden ve 150’yi aşkın katılımcıyı ağırlayan AKS Yetişkin Eğitimleri programı, 2019 bahar sezonunda da çeşitlenerek devam ediyor.

Her biri toplamda 20 saat olarak planlanan ve sonunda “katılımcı sertifikası” verilecek eğitime katılım bedeli ₺650. Öğretmen, öğrenci, AKS kart sahipleri ve 65 yaş üzeri katılımcılar için katılım bedeli ₺500. Bütün seminerler, en az 10 kişilik katılım sağlanınca açılacaktır.

Detaylı bilgi: 0 242 242 0 257

Varoluş Mektebi: Sinemada Felsefe
Program Eğitmeni: Öğr. Gör. Doç. Dr. Cihan Camcı

Platon, “görünen o ki, varoluş deyimini kullandığınızda uzun süredir ne demek istediğinizin farkındasınız. Biz de bir zamanlar onu anladığımızı düşünüyorduk, ama şimdi şüpheye düşmüş durumdayız” diyor.

Bu seminerlerde biz de varoluşun anlamını bir daha düşüneceğiz. Platon, Sokrates karakteriyle varoluşun anlamını düşünürken bazen ciddi, bazen de şakacı, ironik, oyunculdur. Orhan Pamuk “tuhaf ve şaşırtıcı olanı aramalıymışız; evet, dünyanın bu bıkkınlık verici sıkıcılığına karşı yapabileceğimiz belki de tek şey buymuş” der.

Tuhaf Türkçe’de alışılmadık, ilginç, renkli, eğlenceli hatta münasebetsiz hal anlamlarına geliyor. Tuhafiye dükkânlarının ismi de bu kökten, beklenmedik, sürpriz, şaşırtıcı, renkli, oyuncul, karnavalımsı anlamından türemiş.
Sinema, Platon’un anlamından şüpheye düştüğü varoluşun, anladığımızı sandığımız sınırlarını esneten bir tuhafiye dükkânı gibidir. Bu yüzden de varoluşun anlamını bir daha düşünmek için çok güzel bir olanak sunar. Bu seminerlerde varoluşun komik, hafif, bazen şiirsel ve şakacı, tuhaf hallerinin sinemadaki yansımalarını göreceğiz.

Bergman’ın Persona filminde, öteki olarak varoluşu konuşacağız. Yaratıcı Asilzade Don Quijote’yi gerçekleşemeyecek olanı arayan tuhaf bir inatçı olarak yorumlayacağız. Abbas Kiyarüstemi’nin Kirazın Tadı’nda yönetmenin ölümün soğukluğunu hafifletişini, Passolini Decameron ve Bunuel’in Viridiana filmlerinde şakacılığı yorumlayacağız. Jim Jarmusch’un şiirsel komikliğini, Kundera’da komiğin zalimliği kavramını tartışacağız. Nuri Bilge Ceylan’ın Bir Zamanlar Anadolu, Kış Uykusu ve Ahlat Ağacı’nda da, Woody Allen’ın hemen tüm sinemasında da, varoluşun anlamının tuhaflığını Sokratik bir ironi olarak düşüneceğiz…

Filmlerden kesitler izleyecek, izlediklerimizi sinema tekniği açısından değil, tematik olarak tartışacağız. Belli sahneleri izleyeceğimiz film listemiz, şimdilik, aşağıdaki gibi, önerilerle geliştirilebilir.
Filmler: Persona – Ingmar Bergman; Turist- Ruben Östlund; Ahlat Ağacı, Kış Uykusu, Bir Zamanlar Anadolu’da – Nuri Bilge Ceylan; Don Quixote, David Beier, Dave Dorsey; Kafka – Soderbergh; Winter Light – Charlie Kaufman; Wings of Desire, Paris Texas – Wim Wenders; Boyhood – Richard Linklater; A Ghost Story – Dawid Lowery; Büyük Lebowski, Fargo – Coel Kardeşler; Ikiru – Akira Kurosowa; Songs From Second Floor – Roy Anderson; Blind Chance – Kryzstof Kieslowski; Being There – Hal Ashby; Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği – Philip Kaufman; Ucuz Roman – Quentin Tarantino

Seminerler, 17 Şubat’ta başlayıp 21 Nisan’da sona erecektir.

Detaylı bilgi: 0 242 242 0 257

Bu seminer, daha önce aşağıdaki tarihlerde gerçekleştirilmiştir:

Eylül ’18 

X